Prof. Dr. Ümit Beden: “Gerçek Başarıya Ulaşmak; Çalışma Hayatımız ile Özel Hayatımızı Dengede Tutmakta Yatıyor”

Prof. Dr. Ümit Beden, başarıyı yalnızca mesleki açıdan ele almanın yanlış olacağını, bu tutumun hayatla ilgili daha büyük şeyleri kaçırmamıza neden teşkil edebileceğini açıklıyor ve “bence gerçek başarıya ulaşmak; çalışma hayatımız ile özel hayatımızı dengede tutmakta yatıyor” diyor. Prof. Dr. Beden İle başarıya açılan yolları ve kariyer yolculuğunu konuştuk.

Prof. Dr. Ümit Beden; “Yoğun çalışmak, maddi özgürlüğü kazanmak ve güzel bir emeklilik hayatı hayal etmek benim için çok mantıklı bir düşünce tarzı değil. Bence gerçek başarı, çalışma hayatımız ile özel hayatımızı dengede tutmakta yatıyor. Bunun için de hayattan zevk almamızı sağlayacak uğraşıların gençlik ve olgunluk yıllarımızda çalışma hayatımıza entegre edilmesi gerektiğine inanıyorum “diyor. Prof. Dr. Beden, sosyal yönüyle bu görüşünü kendi hayatında da gerçekleştiriyor. Yoğun mesleki çalışma temposuna devam ederken; kış aylarında snowboard yapıyor, bahar ve yaz aylarında motosiklet kullanıyor, yine yaz aylarında dalışa gidiyor, sörf tatili yapıyor, sonbaharda da katıldığı geziler,
kültürel turlar ile tüm yılın keyfini çıkarmayı ihmal etmiyor.

Göz hekimi olmaya nasıl karar verdiniz?

Göz hastalıkları branşı tıp dalları içinde matematik ve fizik ile en çok ilişki içinde olan branştır. Bu özelliği mesleğimizi bir açıdan tıp ile mühendislik arasında bir branş haline getirir. Ayrıca mesleki değişim ve gelişim diğer tıp branşlarına göre çok daha detaylı ve tabiri yerinde ise hücresel seviyededir. Bu özelliği ile branşımız diğer birçok branşın ilerlemesine öncülük etmektedir. Örneğin hasta muayenesi sırasında hücrelere bakmak, sinir liflerini incelemek, mercek hesaplamak geometrik ve fizik optik düşünmek ve tüm bunların yanında diğer branşlar ile kıyaslanamaz mikro cerrahi tecrübesi gibi uygulama alanları ile branşımız bana daima tüm diğer tıp dallarından daha cazip gelmiştir. Bu yönde
devam ettiğim için çok mutluyum.

Oküloplasti ve Orbital cerrahiye ilginiz nasıl başladı?

Çalışma hayatında ekip çalışmasına ve toptan kalite yönetimine inanıyorum. Günümüzde artık bireysel başarıların verimli olacağına veya herhangi bir platformda ses getirebileceğini düşünmüyorum. Toptan kalkınmanın en kritik noktası bir kulvarda çok iyi olmak değil, tüm kulvarlarda asgari standardı yakalayabilmektir. Bu fikir içerisinde, katarakt, kornea, lazer, retina ve şaşılık gibi birçok kişinin gönül verdiği branşların yanında, aslında çok daha geniş
bir yelpazeye sahip ve daha uzun bir öğrenme eğrisi bulunan oküloplastik cerrahinin sahiplenilmesi gerektiğine inandım. Bu nedenle bu alt branşta ilerlemeye karar verdim. Bu şekilde çalıştığım tüm lokasyonlarda çok büyük bir eksiği tamamladığıma inanıyorum. Buna ek olarak oküloplastik cerrahi pratiğinin; diğer tüm tıp dalları ile mühendislik bazında yürüdüğünü, detaylı göz alt branşları arasında bir köprü niteliğinde olduğunu hissetmişimdir. Bu nedenle bu pratiğin genel tabloda çok önemli misyonları olduğuna inanırım. Ben her zaman parlak bir kariyer yapmaktansa iyi bir hekim olmayı hedefledim.

Çok çalışmak başarıya giden yolun anahtarı mı sizce? Üstün başarıya sahip olunması için neler yapılmalı, Mesleğinde başarılı olmak isteyenlere ne tür öneriler verirsiniz?

Başarıya giden yolda anahtar bence her zaman sabır olmuştur. Özellikle tıp alanında bir konuda başarılı olmak istiyorsanız önce inat etmek, öğrenmek, uygulamak ve vazgeçmemek gereklidir. Ardından bu konuda akademik olarak ilerlemek için de yine uzun süre çalışmak, planlı olmak, uzun hedeflere sahip olmak ve yılmamak gereklidir. Kısa sürede büyük başarı beklemek her zaman mutsuzluk ve kırgınlık getirecektir. Bu nedene üstün başarılara sahip olmak isteyen daha genç meslektaşlarıma sabırlı olmalarını ve vazgeçmemelerini öneririm.

HEKİMLİKTE GERÇEK BAŞARIYI “HASTANIN GÜVENİNİ KAZANMAK” OLARAK TANIMLIYOR

Özelde siz başarı kazanmak için neler yaptınız?

Benim özelde başarı kazanmak için bir şey yaptığım söylenemez. Eğer siz iyi hekim olmayı hedeflerseniz ve sabırlı iseniz başarının gelmemesi pek mümkün değildir. Her zaman yenilikleri takip etmek, yeniliğe açık olmak zaten mesleğimizin olmazsa olmazıdır. Benim bu süreçte yapmaya çalıştığım tek farklı şey, olaylara ve süreçlere farklı bir bakış açısı getirmeye çalışmam olmuştur. Özellikle durumumdan mutsuz olduğum anlarda bile hiç söylenmemeye, çıkış yolunun nerede ve ne şekilde olabileceğine odaklanmaya çalıştım. Beni hasta ile neyin buluşturabileceğine, bu ilişkiyi nasıl yönetmem gerektiğine, her iki taraf
için başarının ne anlama geldiğine, özellikle hasta açısından tablonun nasıl göründüğüne odaklanmaya çalıştım. Bence bizim alanımızda gerçek başarı hastanın güvenini kazanmaktır ve benim en büyük amacım her zaman bu olmuştur.

Geleceğe yönelik hedef ve idealleriniz nelerdir?

Bunun cevabı çok zor aslında. Mesleki ve akademik olarak, sosyal olarak, ticari olarak ve mental olarak çok farklı hedeflerim var. ‘İyi bir eğitici olmak, ideal bir bilim insanı olmak, hakim olduğum konularda fikir lideri olmak gibi olağan ideallerim var’ demem gerekiyor kanımca. Fakat bence, en basitinden tanımlamak zor bile olsa ve ne kadar ütopik de olsa, daha az ve odaklanmış işi daha yoğun konsantrasyon ile yapmak, her şeyi yüzeysel yürütmek yerine tek bir noktada derinlere inmek, daha verimli çalışmak, daha çok gezmek ve hobilerim ile uğraşmak gibi rutin isteklerin dışında, kaybolduğumda kimsenin fark etmeyeceği kadar minimalist bir hayat ideal bir hedeftir benim için.

Yurtdışı deneyimlerinizden bahseder misiniz, size ne tür katkıları oldu?

Kongrelere katılımlarımın dışında eğitim amaçlı olarak yurtdışında iki kez bulundum. Birincisi oküloplastik eğitimi için gittiğim Londra Moorfields göz hastanesi idi. Burada üç aya yakın kaldım ve konusunda sadece Londra’nın değil, tüm dünyanın kanaat lideri olan isimler ile çalışma fırsatım oldu. Bu çalışma sürecinin, oküloplasitik cerrahi konusunda temel prensiplerin ve kilometre taşlarının aklımda çok iyi oturmasında ne kadar faydalı olduğu yadsınamaz bir gerçektir. İkinci yurtdışı tecrübem ise glokom üzerine olmuştu. New York Eye and Ear Infirmary (NEEİ) Robert Ritch yönetiminde düzenli gözlemci almakta idi ve
bir ay orada çalışma fırsatı bulmuştum. Bu tecrübe de halen glokom konusunda hastalarımın takibinde ve tedavisinde oldukça yol gösterici temellerin atılmasına vesile olmuştur.

ŞAŞIRTAN SONUÇLARA ULAŞTI

Aldığınız ödüller nelerdir?

İki alanda ödüllerim bulunmaktadır. Bunlardan birincisi orbital lenftik drenaj alanında yaptığım çalışmam ile ilgilidir. Bu konuda bilgi eksikliği olduğu açıktı ve bir hayvan çalışması planlayarak incelemek istemiştim. Düşündüğüm gibi de oldu. Beni bile şaşırtan ve halen pek değeri anlaşılamamış sonuçlara ulaştık. Konuyla ilgili makale IOVS dergisinde yayınlandı ve eminim ileriki dönemlerde başka çalışmalara da ışık tutacaktır. Diğer ödül aldığım konu ise kök hücre çalışması idi. Oldukça geniş kapsamlı bir kadro ile gerçekleştirdiğimiz bu çalışmalar ile de birden fazla ödüle layık görüldük. Bunların neticesinde Samsun On dokuz Mayıs Üniversitesi’nde kök hücre laboratuvarlanın kurulmasına da vesile olduk (OMCELL). Fakat ardından çalışma hayatıma İstanbul’da devam etmem nedeniyle bu konudan teorik olarak uzaklaşmak durumunda kaldım. Bu alanlarda daha aktif olarak akademik zeminde çalışma fırsatı karşıma çıkarsa devam etmeyi planlıyorum.

Ophthalmology Life 2018 27. Sayı