YAZ SEMPOZYUMU HAYATLARINI BİRLEŞTİRDİ

Doç. Dr. Hüseyin Cem Şimşek ve Dr. Merve Şimşek’in Yaşamlarımıza Dokunan Hikayesi

Farklı şehirlerde doğdular, büyüdüler, bir yaz oftalmoloji sempozyumunda karşılaştılar, tanıştılar ve bu bir dönüm noktası oldu onlar için… Doç. Dr. Hüseyin Cem Şimşek ve Dr. Merve Şimşek bir süre sonra hayatlarını birleştirdi. Şimdi Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi çatısında Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda birlikte çalışıyor, aynı zamanda vakit buldukça geziyor, eğleniyor ve yaşamlarını zenginleştiriyorlar.

a young couple posing

Merve Şimşek,1990 doğumlu. Balıkesirli. Ortaokul ve liseyi Kütahya’da okudu. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 2015 yılında mezun oldu. 2017 yılında, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıklarında asistanlığa başladı. 2021 yılında ihtisasını tamamladı. Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde mecburi hizmetini yapıyor.

Hüseyin Cem Şimşek, 1982 yılının eylül ayında Konya’nın Ilgın ilçesinde doğdu. Liseyi Konya Meram Anadolu Lisesi’nde okudu. Sonrasında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden 2007 yılında mezun oldu. TUS’ta genetik ve fizyoloji asistanlıkları kazandı. Bu branşlardaki eğitimine bir süre devam etti ancak cerrahi ihtisası özellikle de göz hastalıkları isteği ağır bastı ve tekrar TUS’a girip Başkent Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nı kazandı. Asistanlığının son döneminde, Dr. Dilek Dursun Altınörs aracılığıyla Dr. Murat Doğru ve Dr. Kazuo Tsubota ile tanıştı ve Keio University ile orak proje yaparak TÜBİTAK 2219 bursu ile Japonya Tokyo’da 2 yıla yakın bir süre kalarak uluslararası araştırmacı (international-fellow) olarak çalıştı. Bu dönemde, Keio Üniversitesi’nde kuru göz, katarakt ve refraktif cerrahi başta olmak üzere kornea ve oküler yüzey hastalıkları alanında yan dal yaptı ayrıca University Collage Los Angelas (UCLA) ve Singapore National Eye Center’da birer ay gözlemci (observer) olarak bulundu. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde doçent doktor öğretim üyesi olarak çalışmalarına devam ediyor.

Doç. Dr. Hüseyin Cem Şimşek ve Eşi Dr. Merve Şimşek’le Evliliğe Karar Verme Süreçleri, Akademik Kariyerleri, Çalışmaları, Projeleri ile Hobileri ve Diğer İlgi Alanları Hakkında Görüştük.

Yolunuz ne zaman nasıl kesişti, bize tanışma hikâyenizden bahseder misiniz?

: İzmir’de yaz sempozyumunda sözlü sunumum vardı. Hüseyin Cem beni sunumda görmüş ve beğenmiş. Beni Instagram’dan ekledi, arkadaş olduk ve konuşmaya başladık. Sonra iki yıl süren Afyon ve Muğla macerası başladı.

H.C.Ş: Merve’nin de bahsettiği gibi İzmir’de yaz sempozyumunda yollarımız kesişti. Aslında o kongreye katılmayacaktım ama bir şekilde kısmet oldu ve son gün karar verip gittim. Sonrasında sosyal medya aracılığıyla buluştuk ve hızlı bir şekilde ilerledi ilişkimiz.

Evlilik kararınızı ve evlenme teklifini sizin için bir mahsuru yoksa anlatabilir misiniz?

M.Ş: Cem tanışmamızdan sonra beni görmeye Afyon’a gelmişti. Onu ilk gördüğüm anda evlenmek istediğim insanın o olduğunu anladım. Zaten her şey çok hızlı ilerledi. Tanıştıktan 10 ay sonra nikâhımız oldu. Evlilik teklifini aldığımda çok duygulanıp ağlamıştım.

H.C.Ş: Evlilik kararı almak benim için çok zor olmadı. Merve içinden geldiği gibi davranan ve duygularını gizlemeyen bir insan olduğu için onu tanımam çok kolay oldu. Kısa sürede, onun benim için uygun insan olduğu anladım ve ilk görüştüğümüz yerde evlenme teklifinde bulundum. O, çok duygulandı ve gözyaşlarını tutamadı.

a couple posing with a view of eiffel tower

Eşinizin sizi en çok etkileyen yönleri nelerdir?

M.Ş: Hüseyin Cem’in pratik zekâsı, mantığı ve olayları çözümleme yeteneği beni çok etkiliyor. Her zaman ona akıl danışabiliyorum. Ayrıca en ufak bir moral bozukluğumda bana çok güzel destek oluyor ve hep yüzümü güldürmeyi başarıyor.

H.C.Ş: İlk başta fiziksel görüntüsünden etkilendim eşimin, sonrasında onu tanıma fırsatım oldu. Tanıdıkça kişiliği beni etkilemeye başladı. Özellikle kibarlığı, enerjisi, temiz kalpli olması ve naif yapısı beni etkiledi. Başlarda bana “siz” diye hitap ediyordu. Sporu, gezmeyi ve kitap okumayı sevmesi de beni etkileyen diğer özellikleri oldu. Ailesini de tanıdıktan sonra her şey kendiliğinden gelişti zaten.

a couple posing togetherEvliliğe Dair Bir Formül

Sizce eşlerin iyi anlaşabilmesi için bir formül var mı?

M.Ş: Sevgi olmazsa olmaz tabii ki ama anlaşabilmek için en önemli şey karşılıklı saygı, hoşgörü ve birbirini dinlemek.

H.C.Ş: Eşlerin anlaşabilmesi için formül kişiden kişiye değişir mutlaka ama bana göre en önemli kavram saygı. Saygı belki sevgiden bile önce gelir. Benzer aile yapısında yetişmiş olmak, yakın dini görüşte olmak ve benzer zevklere sahip olmak da önemli diğer kavramlar. Zıt kutuplar kısa süreliğine birbirini çekse de problemleri ve anlaşmazlıkları da beraberinde getirebiliyor. Aynı meslekten olmak ve aynı yollardan geçmiş olmak, birbirini anlamak ve empati yapabilmek açısından çok önemli.

Ailenizle birlikte yapmaktan zevk aldığınız uğraşlarınız var mı? Ne tür aktivitelerden hoşlanırsınız?

M.Ş: Hüseyin Cem ile hafta sonları Muğla’nın güzelliklerini keşfetmek ve film izlemekten hoşlanıyorum. Tüm ailemle birlikte yazları Ayvalık’ta bir araya gelmekten ve tatil yapmaktan çok hoşlanırız. Ayrıca annem ve anneannem ile tiyatroya gitmeyi ve birlikte alışveriş yapmayı çok seviyoruz.

H.C.Ş: Annem ve babam, memleketimiz Ilgın’da ve hâlen doğup büyüdüğüm evde oturuyor. Babamın eczanesi de hâlen Ilgın’da ve gittiğimde az da olsa işin ucundan tutarım. Memlekete gitmek ve orada onlarla vakit geçirmek benim için sanki film şeridinin geriye sarılması gibi bir his veriyor. Ilgın’da gizli doğal güzellikleri olan birçok yer var, ailemle orada sakinliği yaşamak benim için çok büyük keyif. Güney tatil bölgelerine de vakit buldukça gitmeye çalışırız.

Bir meslektaşınızla evli olmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir?

M.Ş: Cem ile aynı hastanede çalışmak benim için çok büyük şans. O, cerrahi ve klinik tecrübelerini benimle paylaşıyor. Karşılıklı bilgi alışverişi yapabiliyoruz. Özellikle kornea hastalıkları ve ön segment cerrahisinde kendisinin tecrübeleri ile ilerleme kaydedebiliyorum. Bu, çok güzel bir avantaj. Dezavantajı yok, diyebilirim.

H.C.Ş: Meslektaşınızla evli olmanın avantajları şu: Birbirimizi anlamamız oldukça kolay oluyor ve fikir alışverişinde bulunabiliyoruz. Eşim daha çok şaşılık ve oküloplastik cerrahi ile ilgilendiği için alanım dışındaki bu hastaları kendisine danışabiliyorum veya yönlendirebiliyorum. Aynı kongrelere gidebilmemiz de oldukça keyifli. Aynı hastanede olduğumuz için aslında 7/24 beraberliğimiz gibi bir durum söz konusu. Bu durumun, bizim için avantaj olmasını sağlamaya çalışıyoruz. O yüzden mümkün olduğunca gün içinde ayrı programlar yapmaya çalışıyor ve iş arkadaşlarımızla vakit geçirmeye çalışıyoruz. Dezavantaj olarak söylenebilecek şey bazen sürekli hastaneden ve hastalardan konuştuğumuzu fark ediyoruz ve iş çıkışı mümkün olduğunca hastaneden bahsetmemeye çalışıyoruz.

a couple posing in winter snow costumes

Hobileriniz var mı, bahseder misiniz?

M.Ş: En büyük hobim yüzmek. Profesyonel olarak da yüzme ile ilgilenmiştim. Bu yüzden Muğla’da yaşamak benim için büyük şans çünkü özellikle Marmaris’te çok güzel koylar ve denize girebileceğimiz yerler var. Kitap okumayı çok seviyorum. Özellikle fantastik romanları çok severim. Lisede okuduğum Yüzüklerin Efendisi’ni şu an tekrardan okuyorum. Yeni yerlere gidip, gezip öğrenmeyi çok seviyorum. Spor yapmak, özellikle açık havada yürümek beni yoğun geçen iş stresinden en çok uzaklaştıran aktivite diyebilirim.

H.C.Ş: En büyük hobim snowboard yapmak için karlı dağlara gitmek. Burada beni çeken hız değil, dağın tepesine çıktığımda bulduğum sessizlik, huzur ve dünyanın stresinden uzaklaşmak. Kendimle baş başa kalmak meditasyon hissi veriyor. Mesleki olarak ise araştırma çalışması yapmaktan çok keyif alıyorum, laboratuvarda saatlerce aralıksız çalışabilirim. Muğla’da yaşayınca yüzmek, dağ yürüyüşü yapmak ve bisiklet sürmek de oldukça keyifli. Hafta sonları ülkemizin cennet tatil kasabalarına en fazla bir saat sürüş ile ulaşabiliyoruz. Japon kültürü, Japonca, arkadaşlarımla vakit geçirmek, Antik Mısır Tarihi ve bilgisayar oyunları ilgilendiğim diğer konular.

Seyahatler, Kültürler2 doctors posing together

Seyahati sever misiniz, sizi etkileyen yerler varsa bahseder misiniz?

M.Ş: Seyahat etmeyi çok severim. İtalya’da Toskana bölgesinin doğasından ve tarihinden çok etkilenmiştim. Hollanda’da Volendam kasabası karakteristik evleri ile çok şirin bir kasaba. Etkileyici sarayları, bahçeleri ve modern yüzüyle Paris tekrar gitmek istediğim bir yer. Beni en çok etkileyen yer ise İsviçre İtalya sınırında yer alan bana başka bir dünyadaymış hissi veren Como Gölü’dür.

H.C.Ş: Seyahat etmeyi çok tercih etmem aslında ama bir şekilde oldukça fazla yere gitme şansım oldu. 40 kadar ülkeyi ziyaret ettim. Beni en çok etkileyen yer tabii ki Japonya oldu. İnanılmaz bir yer, sanki başka bir gezegen gibi. Okinawa, Tokyo ve Hiroşima’nın mutlaka görülmesi gereken yerler olduğunu düşünüyorum. ARVO 2018 Toplantısı için Hawaii’ye
gitmiştik, Jurassic Park benzeri doğası ve lokalizasyonu itibarıyla oldukça ilgimi çekmişti. Bu arada imkân bulabilen bütün meslektaşlarıma ARVO toplantılarına mümkün olduğunca katılmalarını tavsiye ederim.

a group photo of 6 people

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Cem Hocam, Tokyo’da Keio Üniversitesi’nde yaklaşık 2 yıl kaldınız, orada uluslararası araştırmacı olarak çalıştınız, bu süre zarfında Japon kültürü hakkında gözlemleriniz neler oldu, bahseder misiniz?

H.C.Ş: Keio Üniversitesi ile orak bir proje yaptık, TÜBİTAK 2219 bursu ile Tokyo’da çalıştım. Japonya benim için rüya gibiydi. Japon kültürü benzersiz, çok farklı bir kütür olsa da özellikle dedelerimizden bildiğimiz Türk kültürü ile benzerlikleri oldukça fazla. Aile yapısı, büyüklere saygı, ev içinde terlik kullanma, yemekten önce dua etme, yabancıya ilgi, tanaegui dedikleri kumaş mendiller gibi bizdeki benzer nesneler ve isimler onlarda da var. Japonca gramer yapısı da Türkçe ile hemen hemen aynı. Japonya’ya ilk gittiğimde “ya burayı çok seversin ya da buradan nefret ederek ayrılırsın” demişlerdi, ben çok sevenlerden oldum. Başta meslektaşlarım olmak üzere Japonlar bana oldukça misafirperver davrandı. Bazen gözlerimi kapattığımda hâlâ sanki o temiz, sessiz sokaklarda saygılı insanların arasında yürüdüğümü hissediyorum. Her an bize çok farklı gelen şaşırabileceğimiz durumlarla karşılaşabiliyoruz. Hiroşima’da tanıştığım bir İngiliz dil profesörü 40 yıldır Japonya’da olduğunu ve hâlâ çok şaşırdığı olaylarla sık sık karşılaştığını söylemişti.

Japon yemekleri nasıldı?

H.C.Ş: Tabi Japon yemeklerindena couple posing together at a congress
bahsetmeden geçememek gerekir. Restoranların standartları oldukça yüksek. Tokyo’da ara sokaklarda gezerken, Michelin Yıldızı restoranlarla karşılaşma ve çok uygun fiyatlarla yemek yemek ihtimaliniz var. Genellikle deniz mahsulü ağırlıklı, hafif, sağlıklı ve oldukça lezzetli yemekler yapıyorlar. Benim en favori yemeğim Unagi (yılan balığı) idi bununla birlikte Rámen, Okonomiyaki, Sukiyaki, Tempura, Suşi ve Japon bifteklerini de severek yiyordum.

Japonya’da tanıdığınız kişiler, dostluklarınız oldu mu?

H.C.Ş: Bu arada Dr. Murat Doğru’ya ayrı bir parantez açmam gerek. Kendisi orada çok tanınmış, saygın, sevilen ve popüler bir bilim insanı. Murat abiyi o kadar benimsemişler ki bir keresinde kongrede bizi Türkçe konuşurken duyan bir Japon meslektaşımız Murat abinin Türk vatandaşı olduğuna oldukça şaşırmıştı. Sadece Japonya’da değil, ABD ve Asya ülkelerinde de oldukça iyi biliniyor. Çok neşeli, hoşsohbet ve sıcakkanlı bir insan. Kendisiyle abi, kardeş gibi olduk ve bana çok yardımcı oldu. Hâlen beraber çalışmalar yürütmekteyiz ve neredeyse her gün mesajlaşıyoruz. Genç meslektaşlarıma naçizane tavsiyem, mutlaka yurt dışı deneyimi edinmeleri. Sadece bilimsel olarak değil, sosyal ve kültürel açıdan da kendilerini geliştirme fırsatları yakalayabilirler.

Bundan sonrası için hedef plan ve projeleriniz nelerdir?

M.Ş: Oküloplasti, pediatrik oftalmoloji ve şaşılık alanında kendimi geliştirip bu doğrultuda ilerlemek istiyorum.

H.C.Ş: Refraktif cerrahi ve lameller kornea cerrahisi alanında tecrübelerimi artırmak ve mümkün olduğunca fazla bilimsel araştırma yapmayı planlıyorum. Kısa dönem de olsa tekrar bir yurt dışı deneyimi yapmak da planlarımın arasında var.