Şilili göz doktoru Dr. Jaime Vasquez sorularımızı yanıtlayarak, hayatı ve ülkesi Şili hakkında bilgi verdi.
Akademik geçmişinizden bahseder misiniz?
Şili’nin 1842’de kurulan en eski üniversitesi olan Santiago’daki Şili Tıp Fakültesi’nde eğitim aldım ve 1993 yılında cerrah olarak
mezun oldum. 1 yıl sonra, Panamerican Asociation of Ophthalmology bursu aracılığıyla Peru’ya gittim; Trujillo kentindeki Oftalmoloji Enstitüsü’ne katıldım. O zamanlar bu enstitü, aynı zamanda kurucusu Dr. Javier Servat Univazo tarafından yönetiliyordu. Servat Univazo Amerikada’daki Yale Üniversitesi mezunuydu ve ptosis minima ameliyatlarında eş geliştirici olarak bu alanda otorite olarak kabul ediliyordu. Ptosis minima “Fasanella-Servato” olarak biliniyordu. Dr. Servat’ın bitmez tükenmez enerjisi, profesyonel hayatımda benim için büyük bir ilham kaynağı oldu. Göz cerrahisindeki zorlukları aşarak cerrahi yeteneklerimi geliştirmem ve her türlü cerrahiyi yapabileceğim konusunda beni cesaretlendirdi.
Ailenizden bahseder misiniz?
Annem ve babam, ikisi de ilkolkul öğretmenleri. İki kardeşin en büyüğüyüm. Kız kardeşim veteriner cerrah ve uzmanlığını Barselona’da oftalmoloji alanında yaptı. Birbirimizi çok iyi anlıyoruz.
Eşim Sandra ile birlikte Şili’nin başkenti olan Santiago’da yaşıyoruz, 3 çocuğumuz var. İkisi kız, biri erkek. Kız çocuklarım Paula 11 yaşında, Sofia da 9 yaşında. Oğlum Camilo ise 6 yaşında.
Şili’de günlük yaşantınız nasıl geçiyor?
Günlük yaşantım muhtemelen dünyanın her hangi bir yerinde bulunan bir insandan farklı geçmiyor. Türkiye’de de bundan çok farklı bir yaşam olduğunu düşünmüyorum. Genellikle çocukları okula götürmek için güne çok erken başlıyoruz. Çocuklarımla günü yakalamak için onları okula bırakıyorum, bu sırada çocuklarımın İngilizce yeni kelimeler öğrenmesi için onlarla oyun oynuyorum. (Resmi dili İspanyolca)
1 buçuk saatlik bir trafiğin ardından, şehir merkezine yakın olan iş yerim, “Instituto de la Vision”a varıyorum. Bu tıbbı merkez, 14 yıl önce bir grup meslektaş tarafından kuruldu. Bu enstitünün amacı; gözlük reçeteleri gibi temel sağlık yardımlarından, oftalmolojinin diagnostic teknik testlerine ve her alanda oftalmik cerrahiye kadar bir bütün olarak oftalmik ihtiyaçlarla ilgilenmek.
İş saatimin yarısından fazlasını ameliyathanede geçiriyorum. Kendi ameliyatlarımın dışında farklı operasyonlarda da yardımcı oluyorum. Anterior (ön) segmentte özellikle katarakt ile laserle yapılan refraktif cerrahisinin yanı sıra oküloplastik cerrahi benim gözde alanlarım.
Teknolojik gelişmeleri takip ediyor musunuz?
Bir çok ülkede her gün yeni ve hızlı gelişmeler oluyor ve bu teknolojik gelişmeleri takip etmek de birçok ülkede olduğu gibi Şili’de de zor. Yeni teknolojileri ve uygulamalarını anlamak, hastalara daha iyi hizmet sunabilmek için bu alanda ek bir efor sarfetmek gerekiyor. Oftalmoloji el yeteneği ile teknolojinin birleştiği enteresan bir alan: testleri yorumlama konusunda aldığımız uzun teknik bilgi eğitimlerimiz sırasında elin doğru kullanılabilirliğini de öğrenmeliyiz.
Yeni teknolojleri getirme konusunda gayret göstermezseniz hastalarınıza iyi bir hizmet sunamazsınız. Bu yalnızca iyi bir cerrah olmak için faydalı bir girişim değil, aynı zamanda teknolojinin sunduğu temeller üzerine kurulu iyi bir karar vermektir. Merkezimizde yeni teknolojileri araştıran doktorlardan biriyim. Yeni OCT OptoVue’nun satın alınması için ısrar ettim. Bu cihaz, benzerlerinden ayrılan özellikleri sayesinde ülkemizde standart hale geldi.
Şili’de yaşam sizin için ne ifade ediyor?
Doğduğun yerde yaşamak gibi… Büyüdüğünüz ve yaşadığınız yerde kendinizi rahat hissedersiniz. Avantajlarından biri ılıman iklimi… tarım için faydalı bir iklim. Meyveler ve şarap gibi türevleri üretiliyor; bunlar ülkemiz ithalatında güçlü bir role sahipler. Fakat bazen yeryüzümüz bizi şaşırtıyor, en yoğun depremlerden biri 1962 yılında Şili’nin güneyindeki Valdivia’da 9,2° richter ölçeğinde gerçekleşti. 2010’da da 8,8° richter ölçeğinde bir deprem yaşandı.
Şili’nin ilgi çekici bölgelerinden bahseder misiniz?
Ülkemde çok farklı manzaralar var: Kuzeyde, yer yüzündeki en kuru topraklar arasındaki çöller bulunuyor ve toprak doğal kaynak, bakır barındırıyor; bu da Şili’ye yüksek gelir kazandırıyor. Şilili’lerin nüfusunun %70’i merkez bölgede yaşıyor; bu alan mükemmel bir tarımsal araziye sahip. Ebeveynlerimle birlikte yaşadığım, çocukluğumu, gençliğimi geçirdiğim “Valle de Colchagüa” gibi merkez vadilerde, şarap gibi ürünlerin büyük çoğunluğu bulunuyor.
Şili’nin güneyi, bin yıllık ağaçların olduğu bir alan. El Alerce (Fitzroia Chilensis) da bu ağaçlar arasında bulunuyor ve olgunluğa ulaşabilmesi için 2-3 bin yıl civarında bir zamana ihtiyaç duyuyor. Burada doğa güzelliğini pekiştiren göllere ve volkanlara da sahibiz. En fazla bilinen yerlerden biri olan ve muhtemelen Şili’ye bağlı olduğu herkes tarafından bilinmeyen önemli bir yer ise doğudaki ada; Paskalya Adası (La Isla de Pascua) Bu ada da taştan yapılan büyük heykelleriyle meşhur. Isla de Pascual merkez kıyıdan 5.000 km uzaklıkta bulunuyor.
Ünlü yemekleri nelerdir?
Coğrafyasındaki çeşitlilik kadar yemeklerinde de çeşitlilik mevcut: balığın yanı sıra diğer deniz ürünleri, meyve ve sebzeler bulunuyor. Benim en fazla önerdiğim yiyecekler şunlar: Congrio Frito (Avrupa’daki yılan balığı benzeri bir balık), Paila Marina (farklı deniz mahsulleri ve sebze içeren bir çeşit çorba), mısırdan yapılan Humitas veya Pastel de Choclo, Asado de Cordero al Palo (mangal kömüründe 10 saat pişirilen kızarmış et), istiridye ve kral yengeci.
Hobileriniz var mı?
En çok beğendiğim spor bisiklete binmek. Vaktim olduğu her zaman bisiklete binerim. 2 türünü denedim: Dağ bisikleti (Şili’de dağlarımız da bulunuyor) ve yol bisikleti. Yol bisikleti ile cumartesi günleri 90 ila 130 km arasında sürüş yapıyorum. Pazar günleri ise 65 km sürüş yapıyorum.
Bisiklete binmek hayatımda önemli bir yere sahip; çünkü iş gerginliğimi atmamı sağlıyor. Ayrıca hedeflerime ulaşmada kararlı, azimli ve dikkatli olmamda yardımcı oluyor.
Dünya etrafındaki bisiklet yarışlarının da büyük bir hayranıyım ve bir gün Il Giro D`Italia’da, Le tour de France oder the Vuelta de Espana.. gibi organizasyonlarda sürüş yapabilmeyi umut ediyorum… Hayal etmenin bedeli yok.
Ophthalmology Life 2014 21. Sayı