Sağlık bakanlığı tarafından yılın doktoru seçilmek gurur verici

Opr. Dr. Cüneyt Özmen, kariyer basamaklarını emin adımlarla tırmanan, başarılı, genç ve fedakâr bir göz hekimi. Ailesinde birçok doktor olan genç oftalmolog, Kahramanmaraş’ta ilk defa prematüre retinopatisi taraması, takibi ve lazer tedavisi uygulamaya başlamış. Sarıkamış’tan, Sivas’tan, Van’dan ve daha birçok ilden uçak ambulansla Kahramanmaraş’a özellikle ROP tedavisi için hasta sevki olmaya başlayınca sağlık bakanlığı tarafından 2013 yılında yılın doktoru seçilmiş. Türkiye’nin hem bilimsel hem de teknolojik gelişimi için çalışan Dr. Özmen’i tanımaktan mutluluk duyduk.

Sizi tanıyabilir miyiz?

1980 Ankara doğumluyum. Örgün eğitimi Ankara Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1998 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne başladım.

Neden doktor olmayı tercih ettiniz?

Ailemde bu mesleği seçen birçok kişi vardı. Buna rağmen doktor olmam için üzerimde olumlu veya olumsuz yönde bir baskı hissetmedim. Lise son sınıfa kadar mühendis olmayı düşünsem de üniversite sınavlarında sadece üç tercih yaptım ve tamamının tıp olmasına karar verdim. İlk tercihim olan Hacettepe’yi kazanmamla ailedeki 10. doktor olma yolundaki ilk adımı da atmış bulundum.

Oftalmolojiyi seçme sebebiniz neydi?

Tıp fakültesine başladığım günden itibaren oftalmoloji benim için bir hevesti. İkinci sınıfta fizyoloji hocam Prof. Dr. Nimet Gündoğan ile renk körlüğünün genetik temelleriyle ilgili detaylı çalışmalar yapmıştık. Staj döneminde, mühendisliğe olan ilgim ve oftalmolojinin teknoloji ile bu kadar iç içe olması bir araya gelince bu bölüm beni daha da çok cezbetti. TUS’da tüm tercihlerim göz hastalıkları üzerine oldu ve ilk tercihim olan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda asistanlığa başladım.

Asistanlık süreciniz nasıl geçti?

Asistanlığım sırasında Oftalmolojinin her alanında en ileri teknolojiyi kullanma ve en yeni teknikleri gözlemleme ve uygulama imkânı buldum. Bu dönemde hocalarımızla birebir çalışabilmemiz her alanda üst ihtisas düzeyinde eğitim almamız ı sağladı. Hocalarımın hepsine ayrı ayrı ne kadar teşekkür etsem azdır.

Daha sonra nerelerde çalıştınız?

30 yıllık Ankara yaşamından sonra ilk defa şehir dışına çıkarak devlete hizmet yükümlülüğünü tamamlamak üzere Kahramanmaraş iline yerleştim. Göz hekimi olarak ilk hizmet yerim olması nedeniyle oldukça heyecanla başladığım görevimde baş hekimimizin bir göz hekimi olan Op. Dr. Nedim erefoğlu olmas ının avantajıyla daha önce şehirde yapılmamış işlemleri yapma fırsatı oldu. Bu süreçte statik kalmamak için uluslararası sınavlara girdim. International Council of Ophthalmology advanced sınavı ile birlikte toplam 4 sınavı geçerek Fellow of International Council of Ophthalmology (FICO) unvanını almaya hak kazandım.
Kahramanmaraş ilinde ilk defa prematüre retinopatisi taraması, takibi ve lazer tedavisi uygulamaya başladım. Devlet hastanesi kapsamında bu ilde ilk defa vitreoretinal cerrahi yapmaya başladım. Bütün bunların sonucunda Sarıkamış’tan, Sivas’tan, Van’dan ve daha birçok ilden uçak ambulansla Kahramanmaraş’a özellikle ROP tedavisi için hasta sevki olmaya başladı. Yenidoğan ve anestezi ekibinin de özverili çalışmalarından burada bahsetmek gerekir. ROP ile ilgilenen meslektaşlar ım bunu çok iyi anlayacaklardır. Bu durum benim mesleki tatminimin üst seviyede olmasını sağladı. şehirde daha önce böyle bir durumun olmayışı dikkat çekmiş olmalı ki 2013 yılında “Sağlık Bakanlığı Yılın Doktoru” ödülü verildi. Bu ödülün ilk defa bir göz doktoruna verildiğini öğrenmek beni ayrıca duygulandırdı. Haziran 2013’ten itibaren yuvama (Gazi Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı) geri döndüm ve halen burada öğretim görevlisi olarak çalışıyorum.

Oftalmoloji alanında neler yapılmasını arzu edersiniz?

Gelişme olabilmesi için öncelikle bir problem olmalı. Problemi tanımlayabildiğiniz bir alanda çözüm için uğraşırken gelişme sağlayabilirsiniz. Oftalmoloji için, asistanlık döneminden beri üzerinde düşündüğüm temel bir sorun var aslında. Kullandığımız cihazlar, ilaçlar ve yöntemlerin çoğu ithal. Bu sorunun çözülmesi, ülkemizde üretilen kaliteli cihazları kullanarak, ülkemizde üretilen ilaçlarla/malzemelerle ve meslektaşlarımın isimlerini taşıyan tekniklerle cerrahi yapmak ve hasta tedavi etmek öncelikli arzumdur. Bunun yapılabileceğini de biliyorum.

Hayallerinizden bahsedebilir misiniz?

Eğitim ve öğretim sürecinin ülkemiz gerçekleri göz önünde bulundurularak en iyi duruma getirilmesi, eğitim sürecindeki meslektaşlarımızın ufuklarının açık tutularak hem bilimsel hem teknolojik gelişmelere ülkemizden ciddi katkıların olmasını sağlamak ve anı değil geleceği düşünerek program yapabilmek.

Ophthalmology Life 2014 19. Sayı