Ana Sayfa Haberler Prof. Dr. Nur Acar Göçgil: “Önlem Alınmazsa 2040’ta 111,8 Milyon Kişi Glokom...
Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, DSÖ verilerine atıfta bulunarak glokomla ilgili istatistiksel ve güncel konuları paylaştı.
Prof. Dr. Göçgil şöyle konuştu: “Glokom, tüm körlük nedenleri arasında yüzde 12,3 ile ikinci sırada yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ nün yayınladığı bir raporda 2020 yılında dünyada 40-80 yaş arası 76 milyon kişide glokom hastalığı olduğu bildirilmiştir. Bu rakamın 2030 yılına gelindiğinde 95 milyona çıkması ve önlem alınmaması halinde 2040 yılında hastalığın 111,8 milyon kişide görülmesi beklenmektedir. Göz içi basınç artışı, glokomun oluşmasında ve ilerlemesinde risk taşıyor. Hastalık tedavi edilmezse, bu basınç artışı görme sinirini daha fazla etkileyerek körlüğe kadar giden görme kayıplarına sebep olabiliyor.”
EN SIK GÖRÜLEN GLOKOM TİPİ, PRİMER AÇIK AÇILI GLOKOM
Glokomun, primer açık açılı ve kapalı açılı olmak üzere iki farklı tipi bulunduğunu belirten Prof. Dr. Göçgil, “Yaygın bir hastalık olan glokomun en yaygın görülen tipi primer açık açılı glokomdur. Göz içi basıncı, normal aralık diye kabul ettiğimiz 10-21 mmHg’den yüksektir. Sıklıkla hastada bir şikayet oluşturacak kadar yükselmeyebilir ve hastada bir belirti genellikle olmaz. Göz içi üretilen sıvının dışa akımında bir sorun mevcuttur ve giderek aylar, yıllar içerisinde görme sinirinde kalıcı hasar oluşur. Hastalar göz doktoruna başvurmadığı sürece glokom olduklarından habersizdir. Daha az sıklıkta normal tansiyonlu glokomu görmekteyiz. Burada da adından da anlaşılacağı gibi göz tansiyonu normal sınırlar içinde olmasına rağmen görme sinirinin beslenmesi, dolaşımındaki bozukluğa bağlı hasar gelişmektedir. Hastalarda yine bir belirti görülmez. Çok daha nadir gördüğümüz ve ‘akut açı kapanması’ adını verdiğimiz glokom tipinde ise gözün içerisinde salgılanan göz içi sıvı (aköz hümör) dışa akımında ani tıkanma ve drenaj sistemine ulaşamaması sonucu göz tansiyonu hızla çok yükselmektedir. Bu glokom tipinde ancak hasta ciddi şikayetlerle sıklıkla acilen doktora başvurur. ” açıklamasında bulundu.
HERKES GLOKOM OLMA RİSKİ TAŞIYOR
Erken tedavi ile glokoma ilişkin görme kaybının yaklaşık yüzde 90’ının önlenebilme şansının bulunduğunu belirten Prof. Dr. Göçgil, “Hastalığa yönelik olarak farkındalık oluşturmak gerekiyor. Ailede glokom hastalığı geçmişinin bulunması, ilerleyen yaş, özellikle 60 yaş üstü kişiler, hipertansiyon hastaları, yüksek derece miyopik kırma kusuru olan kişiler genel risk grubunda olmakla birlikte aslında herkes glokom olma riskini taşımaktadır. Glokom şüphesi olan veya glokom riski yüksek olarak adlandırılan hastaların göz doktoruna düzenli olarak gitmesi önemlidir. Glokom, sürekli takip ve tedavi gerektiren bir hastalık niteliği taşıyor.” uyarısında bulundu.
GÖZ TANSİYONU İLE GLOKOM BİRBİRİNE KARIŞTIRILMAMALI
Göz tansiyonu ile göz tansiyon hastalığı yani glokomun birbirine karıştırılmaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, “Göz tansiyonu ile göz tansiyon hastalığı (glokom) birbirinden ayırt edilmelidir. Her göz tansiyonu yüksek olan hasta glokom mudur? Değildir. Glokom dediğimizde, göz içi sıvısının yeteri kadar dışa çıkamaması sonucu göz içinde birikmesi, basıncın artışı ve görme siniri üzerinde hasarın başlamasını anlıyoruz. Göz tansiyonunun yüksek olması glokom riskini artırır ve görme sinirinde hasara neden olup olmadığı ileri tetkiklerle incelenmelidir. Bu nedenle sadece göz tansiyonunu ölçtürmek glokomu tespit etmek için yeterli değildir. Sonuç olarak, göz tansiyonunun yüksek olması glokom hastalığı için bir risk faktörüdür. En etkili tedavinin erken teşhis olduğunu hatırlamak gerekmektedir. Glokom ömür boyu takibi gereken bir hastalıktır. Göz tansiyonu düştü diye rutin kontrollerin ve analizlerin yapılması bırakılmamalıdır.” ifadelerini kullandı.