Bozkaya eğitim ve araştırma hastanesi göz bölümü doktorları, geçtiğimiz yıl bir basket takımı kurdu ve o gün bu gündür ara vermeden asistanlar ve hocalardan oluşan karma bir ekiple düzenli olarak maçlara devam ediyorlar. Basket ekibinde yer alan hekimler; iş dışında da birlikte vakit geçirmeyi sevdiklerini ve takım ruhunu farklı platformlarda yaşamalarından dolayı mutluluk duyduklarını ifade ediyorlar.
Aynı misyon ve hedefler doğrultusunda birbirlerine destek vererek güçlendiren, ilham aşılayan, organizasyon yeteneğine sahip ekipler hayatta başarılı olmaktadır. Ekip ruhunun gücü ve öneminin farkında olan İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Bölümü Doktorları bu takım ruhunu daha da güçlendirmek amacıyla bir basket takımı kurdu. Basket takımındaki birlikteliklerinin iş hayatında da olumlu yansımalarını gördüklerini söyleyen hekimlerle keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Ortak spor olarak neden basketbolu seçtiniz?
Opr. Dr. Mustafa Oğuztöreli
Bölümümüzde basketbola gönül verenler çoğunlukta olduğu için basketbolu seçtik. Tuncay, Gökhan, Reis Beyler ve Nurdan Hanımla uzun yıllardır, asistanlık dönemlerimizden beri birbirimizi tanıyoruz, ekip ruhunu hep yaşattık, tekrar yıllar sonra bir araya geldik buluştuk, aynı ruhu hastanemizde devam ettirdik ve bu birlikteliği de herkesin ilgi duyduğu güzel bir sporla taçlandırmış olduk. Özgür’ün aramıza katılması ve daha öncesinde profesyonel olarak basketbol oynamış olması basketbolu seçmemizdeki etkenler arasında. Hep birlikte sevdiğimiz bir sporu yaparken profesyonel olarak basketbol oynayan arkadaşımızın deneyimlerinden de faydalanmak istedik.
Sohbetlerde tek kadın olarak Nurdan Hanım’ı görüyorum, öyle mi?
Opr. Dr. Mustafa Oğuztöreli
Nurdan Hanım basket takımında oynamasa da maç kritiklerimize katılır, kendisi de takımdan sayılır, muhabbetimiz eksik olmaz. Diğer bayan
arkadaşlarımız da fırsat buldukça sohbetlerimize iştirak ederler.
Opr. Dr. Nurdan Talay
Evet. Bir önceki günün maç kritiği bir araya geldiğimizde muhakkak yapılır; konuşmalar sırasında oyunun heyecanı hissediliyor… Oldukça çekişmeli maçlara şahitlik yapıyorum.
SOKAK BASKETBOLUNDAN PROFESYONEL OYUNA GEÇİŞ
Profesyonel olarak ne zamandır basketbolla ilgilisiniz? Bu sırada basket takımınızın oluşumundan da bahseder misiniz?
Doç. Dr. Mehmet Özgür Zengin
Basketbol ortaokul yıllarından bu yana hep hayatımda oldu. Hacettepe Üniversitesi’nde Tıp
eğitimime devam ederken TED Koleji’nin genç takımında yer aldım ama ikisi bir arada kolay
olmadı; daha sonra üniversite takımı ve bazı amatör kulüplerde oynadım. Yalnızca oyuncu değil aynı zamanda sıkı bir maç takipçisiyim. Zaten haftada 2-3 kez basketbol oynamaya çalışıyordum. Bozyaka’ya gelince klinikte nasıl bir organizasyon yaparım diye düşündüm ve arkadaşlarımın da hevesli olmasıyla kıvılcımı ateşlemiş oldum. Konuyu Mustafa Abi’ye açtım ve “hep birlikte spor yapalım” dedik İlk olarak Mustafa Abi’yle birlikte gittik top aldık; sonra her şey kendiliğinden gelişti…
Opr. Dr. Mustafa Oğuztöreli
İlk zamanlar sokak basketbolu oynuyorduk boş sahalarda, sokak basketbolu daha özgür oynanır; kuralları esnektir. Ama daha sonra biraz daha rekabet duygusu arttıkça salon basketboluna döndük. Basketbol oynamak için salon da kiralıyoruz.
ASİSTANLAR İLGİ GÖSTERİYOR
Takımda oynayacak kişiler için seçme yaptınız mı?
Doç. Dr. Mehmet Özgür Zengin
Basketbol oynayacağımız günü belirledik ve hemen toplandık; orada kimin ne derecede
basketbol oynadığını görmüş olduk. Şanlıyız ki ekip arkadaşlarımız çok yetenekli ve dinamikler. Performans da iyi olunca takım daha çok duyuldu ve daha sonrasında takıma katılanlar da oldu. Seçme yapmaya gerek duymadık. Herkes hazırmış zaten ben sadece “başlayalım” demiş oldum.
Opr. Dr. Nurdan Talay
Aaaa bu arada, maçlara katılmak isteyen asistanlar da çok… Çünkü bazen Onlara baskı yapabiliyorlar, maça gelmeyene ameliyat yok diye. Bir de asistan seçerken artık boyuna yapısına vs. dikkat ediliyor diye bir dedikodu da var.
Doç. Dr. Tuncay Küsbeci
Bunlar şehir efsanesi Maçlar bir alışkanlık haline geldi; ekipteki kimse basketin gününü saatini unutmuyor. Her Salı 22.00’da hazır olunuyor. Hepsi koşarak geliyor; kendilerinin tercihi…Asistanlarımız da maçı kaçıracakları bir hafta olduğunda üzülüyorlar.
FARKLI HASTANELERDEN DE GÖZ HEKİMLERİ İZLİYOR
Peki, ilk defa takım kurma fikriyle karşılaştığınızda ne düşündünüz?
Doç. Dr. Tuncay Küsbeci
İlk teklif geldiğinde ekip ruhunun daha da gelişmesi için çok güzel bir etkinlik olacağını düşünmüştüm. İlk gün düşündüğüm gibi de oldu… Hep birlikte klinik dışında da bir faaliyette buluşmamız bizi biraz daha birbirimize yakınlaştırdı. Günlük stres ve kaygılarımızdan uzaklaşıp ertesi gün daha enerjik olarak işe dönüyoruz, ayrıca muhabbetlerimize iş dışında basketbol üzerinden de çok daha canlı bir şekilde devam ediyoruz. Son maçlarımızı izlemeye dışardan başka kliniklerden gelen göz doktorlarının da olduğunu görüyoruz. Yalnızca klinik içerisinde değil, genel olarak göz doktorları arasında küçük de olsa bir sinerji oluşturduğumuzu düşünüyorum.
Opr. Dr. Reis Avşar
Tayin aşamasında, özellikle Tuncay beyle konuştuğumuzda; “burada basket oynanıyor; sen
seversin basketi” demişti ve ekiple spor yapılıyor olması gerçekten beni cezbetmişti, benim için artı bir puan olmuştu. Gökhan ve Tuncay ile daha önce futbol turnuvalarına da katılmıştık, kendilerinden alışığız; kaynaşmak için çok önemli oluyor gerçekten… Özellikle hastane ekibine yeni katılan birisi için. Örneğin asistan arkadaşlar baskete ilk gittiğim gün çok şaşırdılar; çünkü daha önce beni hep takım elbise ile görmüşlerdi ve “sizi spor kıyafetle gördüğümüze inanamıyoruz” dediler Bu tip aktiviteler sayesinde hocalar ve asistanlar arasında buzlar çok çabuk eriyor. İnsanların birbirini tanıma sürecini, arkadaşlıklarının pekişmesini hızlandırıyor. Ben pazartesileri de başka bir grupla oynuyorum, iki gün üst üste geldiği halde özellikle kaçırmamaya çalışıyorum; çünkü çok eğleniyoruz.
OYUN YETENEKLERİ GELİŞTİ
Beklediğiniz gibi bir atmosfer oldu mu?
Opr. Dr. Gökhan Kerci
Kesinlikle evet. Koşma miktarı kadar çok gülüyoruz. Kimse hile yapmıyor, kimsenin kimseye itirazı yok, Hakemsiz bir oyun var burada; bu uyumun bir göstergesi. Fakat oynarken asistanların da hocalarına karşı hiç ekstra kibarlıkları olmuyor. Şu da bir gerçek; rekabet arttıkça kendimizi frenlemek için kurallara daha da çok bağlı kalmaya başladık. Ekip olarak basketbol ile son derece ilgiliyiz; herkes profesyonel basketbol izleyicisi. Ayrıca bir whats-app grubumuz var; maç saatlerinde uzakta olsak da berabercesine basketbol maçlarını izliyoruz; grup üzerinden yorumlarımızı, değerlendirmelerimizi paylaşıyoruz. Beklediğimden daha iyi bir basketbol takımı olduk.
Gökhan bey takımın en uzun boylusu siz misiniz?
Opr. Dr. Gökhan Kerci
Takımın en uzunu olabilirim, ama en zayıf halkası bendim. Takım kurulmadan önce hiç basketbol oynamamıştım. Özgür; “senin boyun iyi, sen basketbol oynarsın” dedi ve başladım. Bu durumu hiç basket oynamayan birini basketbola kazandırmak olarak da tanımlayabiliriz. Şimdi çok zevk alarak oynuyorum. Zayıflıktan çıkmış gelecek vadeden halkasıyım artık… Son maçlarda basketbolumun geliştiğini gördüm.
Opr. Dr. Nurdan Talay
Evet, basket zekası var, ama biraz daha kondisyon gerek.
Hakkınızda çok iddia var; asistan olarak size de söz verelim.
Asistan Dr. Anıl Korkmaz
Evet, İlk başlarda oynarken biraz hocalarımızdan çekiniyorduk, ama daha sonraları o çekince kalmadı gibi… Basketbol ile vakit çok keyifli geçiyor. Gün içinde mesai saatlerinde çok yoğun çalışıyoruz. Ve bunun dışında haftada bir gün akşamları toplanmak hepimize çok iyi geliyor. İlk başlarda “her hafta gidebilir miyim?” diye düşünmüştüm, ama her hafta
katılmaya başladım ve neredeyse 2 seneye yakın bir zamandır düzenli basketbol oynuyoruz.
BASKETBOLUN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMEZ
Basketbolun faydalarından bahsetsek, neler söylersiniz?
Doç. Dr. Mehmet Özgür Zengin
Biz doktorların sol eli cerrahide çok önemli, çok kullanırız, sol eli baskette de etkin kullanmamızın bence cerrahimize de faydası oluyor; el becerisini geliştirdiğini düşünüyorum. Yani cerrahi ve basketbol iki taraflı bir etkileşimle el becerisini geliştiriyor Ayrıca basketbol birim zamanda en fazla kalori yaktıran ikinci spor; birinci sırada buz hokeyi, ikinci sırada basketbol var. Oynarken hiç durmuyorsunuz tüm vücudunuz, beyniniz çalışıyor… Basketbol ayrıca bir hayat felsefesi de sunuyor insana; bir dakika kala mücadeleyi bırakmamak, maçı bırakmama hırsı bir şekilde insanın hayatına yerleşiyor, karakterine yerleşiyor ve mücadeleci bir ruha dönüşebiliyorsunuz Oynarken bütün sıkıntı ve stresinizi atıyorsunuz adeta farklı bir boyuta geçiyorsunuz. Anlatılmaz yaşanır (oynanır). Basketbola çok küçük yaşta başladım ve pazar sabahları herkes uyurken ben antrenmana giderdim,
hayatımda spor olmasının verdiği olumlu enerjinin etkisini yaşadım. Hiç kötü alışkanlıklar edinmedim; sigaraya özenmedim. Zaten sigara içenleri takıma almıyoruz.
Opr. Dr. Reis Avşar
Nasıl ki mesleğinizi severek yaparsanız daha az yorulursunuz, yaptığınız sporu sevdiğinizde de daha az yoruluyorsunuz. Birarada konuşuyor, şakalaşıyor, oyun oynuyor ve stres atıyoruz. Basketbol kaliteli bir spor… Hatalı bir hareket yaptığınızda bırakın hakeme itiraz etmeyi resmi olarak elinizi kaldırmak, “ben yaptım faul var” demek zorundasınız. Hatayı kabul etmezseniz ekstradan ceza alırsınız. Bu sporda itişe kakışa yer yok. Bununla birlikte çok çekişmeli bir oyun olması basketbolun heyecanını ve keyfini artırıyor. Bir takım 10 sayı öndeyken bile bir dakika içerisinde nasıl maçı verebildiğinizi görüyorsunuz; dolayısıyla diğer
sporlardan belirgin farkları var. Türkiye’de basketbol kültürü kulüpler bazında yerleşmeye başladı. Bu nedenle bu yıl da basketbol çok konuşulacak.
AKILLARINA KAZINAN BASKETBOLCULAR
Peki, en sevdiğiniz ya da ismi aklınıza kazınan basketbolcular kimler?
Opr. Dr. Reis Avşar
İlk aklıma gelen Makedonyalı basketbolcu Peter Naumoski. Efes Pilsen’in yükseldiği yıllarda Türkiye’de basketbol devrimini yapan oyuncudur. Naumoskili yıllarda Türkiye’de basketbol anlayışı değişmiştir. NBA’da forma giyen Hidayet Türkoğlu, Mirsad Türkcan, İbrahim Kutluay gibi Türk oyuncular da Türk Basketbolunun gelişmesine katkı sağlayan isimler olarak favorilerim arasındadır.
Opr. Dr. Gökhan Kerci
Stephan Curry’nin normal bir insan olduğunu düşünmüyorum. Uzaylı filan olması lazım bence Basketbolda Stephan Curry futbolda Ronaldo gibi… Kobe çok güçlü ve yetenekli bir adam. Klay Thomson da inanılmaz derecede iyi. Bir de oyuncu olarak belirtmeyeceğim; ama geçen yıl Karşıyaka’nın Sarıca ile Şampiyonluğu kazanması, seyirciyle bütünleşmesi, Türkiye basketbol liginde çok önemli bir gösterge bence. Bu şampiyonluğu, düşük bütçe ile kurulmuş bir takımın azim ile neler başarabileceğini basketbolda göstermesi açısından
etkileyici buldum.
Doç. Dr. Mehmet Özgür Zengin
Beni Michael Jordan ve Kobe Braynt çok etkilemiştir. Kobe ile aynı yaşta olmamız, liseyi bitirip hemen NBA’e başlayanlardan biri olması, hayat hikayesi ile beni çok etkilemiştir. Liderlik ruhu ve kazanma azmi onu çoğu zaman şampiyon takım oyuncusu yapmıştır. Harun Erdenay ve Orhun Ene örnek aldığım Türk basketbolculardandır. Son yıllarda Euroligde Türk takımlarının ilk sıralarda yer alması ve bu sene Fenerbahçe’nin şampiyon olması ülkemizde basketbolun geldiği noktayı göstermekte. Ama bu kulüp düzeyindeki başarının milli takım
seviyesine çıkması için iyi Türk oyuncuların yetişmesi gerekiyor…
KLİNİKLER ARASI MİNİ TURNUVA YAPILABİLİR
Peki, bu röportajdan sonra takımınıza katılmak isteyenler olursa onlara kapınız açık olacak mı?
Doç. Dr. Mehmet Özgür Zengin
“Tabii ki, iyi anlaşırsak bu şans verilir mutlaka iyi basketbol oynarım,” diyen varsa gelebilir, kapımız sporseverlere açık, bekleriz. Salı günleri akşam saatlerinde Bornova’da oynuyoruz. Hatta Türk Oftalmoloji Derneği’nin düzenlediği ulusal kongrede klinikler arası mini bir turnuva bile yapılabilir diye düşünüyorum.
Ophthalmology Life 2017 26. Sayı