Fotoğraf Sanatıyla İç İçe Geçen Yaşamlar

Sanata dair tek bir fotoğraf karesi için bazen sanatçılar günlerini ayırıyorlar. Fotoğrafçılık, bilgi birikimi, deneyim ve emek istiyor. Belge fotoğrafçılığının önemli isimlerinden Fransız Fotoğrafçı Henri Cartier Bresson,“Fotoğraf çekmek, insanın aklını, gözünü ve yüreğini aynı hizaya getirmesidir. Bu, bir yaşam tarzıdır.” der.

“Anlatan Fotoğraflar” isimli dosyamızda sanatla yaşam tarzını benimsemiş Opr. Dr. Muhammet Beyazal ile Opr. Dr. Gökhan Aydoğan’ın kentleri, insanları ve doğayı anlatan fotoğrafçılık serüvenlerini ele alıyoruz.

OPR. DR. GÖKHAN AYDOĞAN

Opr. Dr. Gökhan Aydoğan, “Fotoğraf, anı yakalama sanatıdır. Fotoğraf çektiğinizde o anı
ölümsüzleştiriyorsunuz.” diyor.

Fotoğrafçılıkla tanışmanız nasıl oldu?

Fotoğraf merakım, aslında ilkokul dönemlerine kadar gidiyor. İlkokul öğretmenim Haşim Yetkin, bizleri motive etmek için kendi çektiği Alanya fotoğraflarını, posta kartları şeklinde bizlere ödül olarak veriyordu. Her 25 kartta, o zamana göre bizim için değerli sayılan hediyeler sunuyordu. Genelde manzara şeklinde olan bu fotoğraflar, o zamanlar çok ilgimi çekiyordu. Daha sonra üniversite yıllarında aldığım Zenith marka analog fotoğraf makinesiyle amatörce bol bol fotoğraf çekiyordum. 2016 yılında, bir hastamın tavsiyesi ile
Alanya Fotoğraf Sanatçıları Kulübü (AFSAK) tarafından düzenlenen Temel Fotoğraf Eğitimi Kursu’na katılarak daha profesyonel olarak fotoğrafçılığa adım attım. Daha sonra da AFSAK’a üye oldum. Zaten gezmeyi seven biri olarak fotoğraf makinem, bundan sonra gezilerimde olmazsa olmazlarım arasında oldu.

Göz hekimliğinizin fotoğraf sanatına oluşan ilgiyle bir bağı var mı?

Bence her göz hekiminin fotoğraf sanatıyla az veya çok ilgisi vardır. Öncelikle göz organı, neredeyse fotoğraf makinesiyle birebir benzer özellikler taşıyor. Fotoğrafçılıkta üç temel parametre olan; diyafram açıklığı, ISO ve enstantanenin birebir göz organında da karşılığı bulunmaktadır. Diyafram açıklığı yani fotoğraf makinesine giren ışığın miktarını ayarlayan yapı, aynı gözdeki pupil gibi daralıp genişleyerek görev yapıyor. ISO dediğimiz şey, fotoğraf makinesinin gözdeki retinaya karşılık gelen sensörünün ışığa duyarlılık miktarıdır. Enstantanedediğimiz unsur da fotoğrafı pozlama süresidir. Bunu yapan makinedeki shutter denen bölüm de göz kapaklarına karşılık geliyor. Buradan da anlaşılacağı gibi aslında biz bir fotoğraf makinesi tamircisiyiz. Ayrıca lensimizde fotoğraf makinesindeki objektif gibi fonksiyon görüyor. Bu kadar fotoğraf makinesine benzer bir organın sağlığıyla ilgilenen biz göz doktorlarının, bu sanata ilgi duyması kadar doğal bir şey olmaz diye düşünüyorum.

FOTOĞRAF ÇEKMEK, BALIK AVLAMAYA BENZİYOR

Fotoğraf çekmek sizin için ne ifade ediyor, size ne hissettiriyor?

Fotoğraf çekmek, aslında daha önceleri içimde tarif edemediğim bir boşluğu dolduruyor. Bunu profesyonel makinelere geçince daha iyi anladım. Fotoğraf çekmeye başladıktan sonra artık etrafınıza eskisi gibi bakamıyorsunuz. Normal zamanlarda, sizin dikkatinizi çekmeyecek bir sürü olay, manzara, obje veya şekil; artık sizin gözünüzde, beyninizde
işlemden geçecek, teknik bilginiz ve deneyiminizle en etkili şekilde kadraja nasıl yansıtabilirim diye sizi sürekli meşgul edecektir. Bu da sizi yoğun çalışma ortamından uzaklaştırarak zihninizin dinlenmesini sağlayacak ve tekrar yoğun tempoya girebilmeniz için size iyi bir motivasyon olacaktır. Aslında fotoğraf çekmek biraz da balık avlamaya benziyor. Ne kadar iyi teknik ekipmanınız ve uygun ortamınız olsa şans faktörü de önemli. Pitoresk bir yörede, iyi bir ışık yakalayamamışsanız iyi bir fotoğraf yakalama şansınız düşüktür. Ayrıca iyi bir fotoğraf çektiğinizdeki haz duygusu da aynı büyük bir balık yakaladığınızdakine benzer. Balıkçılıkta genelde “Rast gele!” denirken fotoğrafçılıkta ışığın bol olsun diye iyi dileklerde bulunulur.

Yaşam felsefeniz, göz hekimliğiniz ve fotoğraf kelimeleri üçü bir arada size neleri çağrıştırıyor?

Zaman hızla geçiyor. Çocukluk, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite, asistanlık, uzmanlık ve meslek hayatı, derken ömrümüz film şeridi gibi geçiyor. Bu süre içinde anı kaçırmamak lazım. Çünkü hayatımız anlardan oluşuyor. Fotoğraf, anı yakalama sanatıdır. Fotoğraf çektiğinizde o anı ölümsüzleştiriyorsunuz. Instagram uygulamasını daha çok, çektiğim fotoğraflarımı paylaşarak kullanıyorum. Orada da profilimde, “Anı yaşa, güzellikleri ölümsüzleştir fotoğrafla!” ‘ yaşam felsefesini göz hastalıkları uzmanı kimliğimle birleştirerek paylaşıyorum.

GEZİ VE SOKAK FOTOĞRAFLARI ÖN PLANDA

Ne tür fotoğraflar sizin için ön planda?

Aslında teknik ve kompozisyon olarak iyi çekilmiş her fotoğraftan hoşlanıyorum. Fakat daha çok manzara, makro, mimari, gezi ve sokak fotoğrafları çekmek hoşuma gidiyor.

Alanya’da yaşamanızın sanatınıza katkıları olduğunu düşünüyor musunuz?

Alanyalı olmamın, içimdeki fotoğraf sevgisine etkisi elbette büyüktür. Herkesin memleketi muhakkak kendisine çok güzel gelir ama Alanya sadece benim değil, memleketi başka yerlerde olan binlerce insanın ikinci memleketi olmaya hâlen devam ediyor. Güzelliği herkesi etkiliyor. Alanya’nın gerek tarihi bir şehir olması gerek doğal güzellikleri, deniz ve kum turizminde en önemli destinasyonlardan sayılması, fotoğrafik olarak değişik imkânlar sunuyor.

Fotoğrafçılık alanındaki başarılarınız neler?

Alanya’da üst üste iki yıl düzenlenen ANKA Otizm Festivali’nde Alanya ve Otizm konulu iki sergim oldu. Bu arada bazı ulusal ve uluslararası yarışmalarda fotoğraflarım sergilenmeye layık görüldü.

Yeni projeleriniz olacak mı?

Alanya’da yaşayan psikiyatri uzmanı bir arkadaşımla bir fotoğraf ve şiir kitabı projemiz var. Kendisi bir Alanya aşığı ve duygularını şiirleriyle dile getiren bir şair. Şiirlerle ve fotoğraflarla Alanya temalı kitabın çalışmaları, pandemi nedeniyle sekteye uğradı, en kısa zamanda sonlandırmayı planlıyoruz.

Ailenizde fotoğrafçılığa ilgi duyan başka bireyler var mı?

Ailemde fotoğraf sanatına ilgi duyan başka biri yok. 12 yaşındaki kızım bir ara ilgi duyuyordu fakat şu aralar pandemi ve LGS hazırlığı nedeniyle ara vermiş görünüyor. Temennim, ileride bu sanata daha fazla ilgi duymasıdır.

Instagram Hesabı için: drgokhanaydogan

OPR. DR. MUHAMMET BEYAZAL

Opr. Dr. Muhammet Beyazal: “Bakmak ve görmek arasındaki̇ fark, zaten güzel fotoğrafı ortaya çıkarıyor. Görmek, sadece gözle olmuyor. Tabi̇i̇ duygu katılan fotoğrafa bakmaya doyulmuyor.” di̇yor.

Fotoğrafçılıkla tanışmanız nasıl oldu?

Fotoğraf merakım, çocukken babamın kullandığı analog fotoğraf makinesiyle oynamakla başladı. İlk dijital DSLR fotoğraf makinemi, yaklaşık 12 sene önce aldım. Balık avı merakım, fotoğraf sanatı merakımın önüne geçtiği için fotoğraf çekmeye bir süre ara verdim. Üç sene önce, büyük kızım 13 yaşındayken, fotoğrafçılık kursuna gitmek isteyip yaş engeline takılınca ebeveyn eşliğinde gidebilmesi için ben de kursa yazıldım. O kurstan sonra fotoğraf sanatına ilgim iyice arttı.

Göz hekimliğinizin fotoğraf sanatına oluşan ilgiyle bir bağı var mı?

Göz hekimliğinde ve fotoğraf sanatında, fizik ve matematik birinci prensiptir. Göz muayenesinde kullandığımız mercek ve mikroskoplardaki optik sistemlerin benzerlerinin fotoğraf makinesinde de olması, beni fotoğraf sanatına yakınlaştırdı. Göz bebeğinin karanlıkta ve aşırı ışıktaki hareketlerinin, fotoğrafçılıktaki diyafram sistemiyle birebir aynı olması, beni çok etkiledi. Fotoğraf makinesini bir fotoğrafın gözü olarak düşününce onunla ilgilenmek, göz hekimliğine olan sevgi ve titizliğimin bir yansıması gibi oldu, benim için. En önemlisi ise özellikle uzun pozlama fotoğraf çekimlerinde kullanılan matematik oldu. Biz göz doktorlarının hayatında matematik hep var zaten.

İSTEDİĞİNİZ KAREYİ YAKALAMAK GÜLÜMSETİYOR

Fotoğraf çekmek sizin için ne ifade ediyor, size ne hissettiriyor?

Fotoğraf sanatının her aşaması, ayrı bir heyecan, ayrı bir keyif… Fotoğraf karesini kovalama duygusu, anı yakalama gayreti size her şeyi unutturuyor. Gece yarılarına kadar saatlerce bekleyip dostlarla sohbetle birlikte çekilen yıldız fotoğrafları, yorduğu kadar dinlendiriyor. İstediğiniz kareyi yakalamak gülümsetiyor. Ardından fotoğrafınızı PS programlarıyla işlemek, ayrı bir merak uyandırıyor. Fotoğrafın ham hâli ile işlenmiş hâli yan yana gelince emeğinize emek katma hissiyatı, ziyadesiyle mutlu ediyor sizi. Tabii en keyiflisi, büyük baskılı hâllerini, bir salonda sergilemektir. İnsanların fotoğrafınızı incelerken aralarında geçen konuşmalar, sizi meraklandırıyor. Sordukları sorular sizi heyecanlandırıyor. Bakmak ve görmek arasındaki fark, zaten güzel fotoğrafı ortaya çıkarıyor. Bazı usta fotoğrafçılar, güzel görüntü ve fotoğrafı, çekilen karenin bir anlam ifade etmesi ile ayırıyor olsalar da ben güzel görüntüleri de seviyorum. Görmek, sadece gözle olmuyor. Tabii duygu katılan fotoğrafa bakmaya doyulmuyor.

Yaşam felsefeniz, göz hekimliğiniz ve fotoğraf kelimeleri üçü bir arada size neleri çağrıştırıyor?

Hayatta, her olayın birbiriyle etkileşim içinde olduğuna inanırım. Mesela çalışırken hastamla olan bir diyaloğum, bir fotoğraf karesine, oradan da grafik tasarımla hazırlanmış bir sosyal medya görseline dönüşebiliyor. Bir hastamın teşekkür cümlesi, beni başka bir düşünce âlemine sokup bir dörtlük yazmama ilham olabiliyor. Doğada zaman geçirmeyi çok seviyorum. Her türlü doğa olayıyla iç içe olmak, beni çok mutlu ediyor. Buna aşırı yağmur, şiddetli rüzgâr ve soğuk dâhil. Her bir doğa olayı, bir uğraşıma olanak sağlıyor. Fotoğraf çekemesem balık tutuyorum. Hiçbir şey yapamasam oturup bir köşede şiir yazıyorum.

İSTANBUL’UN SİSLİ HAVASINDA FOTOĞRAF ÇEKMEK

Ne tür fotoğraflar sizin için ön planda?

En çok, uzun pozlama ile yıldız döngüsü ve samanyolu fotoğrafçılığına emek verdim. Bunun yanında daha çok uzun pozlama tekniği ile çekilmiş, doğa manzara fotoğrafları da ilgimi çekiyor.

İstanbul’da yaşamanızın sanatınıza katkıları olduğunu düşünüyor musunuz?

İstanbul, fotoğraf sanatını hem öğrenme hem uygulama imkânı açısından çok zengin bir şehir. İstanbul’un sisli, puslu zamanlarında fotoğraf çekmeye doyum olmuyor.

Fotoğrafçılık alanındaki başarılarınız neler?

İFSAK Derneği çatısı altında devam eden “Şiirlerle İstanbul” isimli projeye bir İstanbul şiirim ve fotoğraflarımla katıldım. Çalışmanın kitabı çıktı.

Eserlerinizi yayınladığınız başka alanlar var mı?

Fotoğraf çalışmalarını ve yazdığım şiirleri artrikfoto ve drbeyazal instagram hesaplarından yayınlıyorum. Web adresim de www.muhammetbeyazal.com’dur.

KİTAP PROJESİ

Yeni projeleriniz olacak mı?

Çektiğim fotoğraflara şiir, haiku veya bir söz yazmaktan hoşlanıyorum. Çektiğim fotoğraflarla yazdığım şiirleri birleştirip bir fotoğraflı şiir kitabı çıkarmayı düşünüyorum. İleride yayla hayatını anlatan ve balıkçılık ile ilgili belgesel fotoğraf projesi düşüncem var.

Ailenizde fotoğrafçılığa ilgi duyan başka bireyler var mı?

Kızım Nihan Şevval, fotoğraf sanatına oldukça ilgili ve fotoğraflarını, nihansevval ismiyle Instagram’da paylaşıyor. Bazı konularda ona fikirdanıştığım ve kendisinden çok şe öğrendiğim oluyor. Nihan Şevval’e ve diğer çocuklarım Süleyman Emir ve Sude’ye, fotoğraflarıma model gerekince özveri gösteren eşim Seyhan’a desteği için çok teşekkür etmek istiyorum.

Dolu dizgin ne kadar dalga varsa
Yürür gökyüzünde bulut dolu dizgin
Ayaklarıma yapışan her taş,
kum sonsuzca acıtır dolu dizgin
Esen meltem, mavi bir yandan
soğutur dolu dizgin

Dr. Muhammet Beyazal

Ophthalmology Life 35. Sayı