“DAHA ÇOK İNSAN KİTAP OKUSUN, DİYE KÜTÜPHANE KURDUM”

Doç. Dr. Faik Oruçoğlu, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi bölümüne 1993 yılında başladı ve 2000 yılında eğitimini tamamladı. Aynı yıl Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Göz Hastalıkları ihtisasına başladı. Yan Dal Uzmanlığını (Fellowship) 2004-2007 yılları arasında Hadassah Üniversite Hastanesi’nde yaptı. 2010 yılında Oküler Yüzey ve Kornea Atlası kitabı çıktı. 2016 yılında göz hastalıkları bilim alanında doçent unvanı aldı. 2018 yılında editörlüğünü yaptığı “Güncel ve Özet Oftalmoloji” kitabı yayınlandı. 2019 yılında bilgi paylaşım sitesi Expermio’yu kurdu. TCOD Yönetim Kurulunda ve TCOD Genç Oftalmologlar Kurucu Başkanlığında görev aldı. TOD Oküler Yüzey ve Kornea, Katarakt ve Refraktif Cerrahi aktif birim üyesidir.

“Okuduğum kitaplardan daha çok insan faydalanabilsin, diye küçük bir kütüphane kurmaya karar verdim. Evdeki kitaplarımdan destek sağladım, bir kısım kitapları ise kitapçılardan sipariş verdim. Böylece muayene odamdaki kitap rafları; tıp ve oftalmoloji kitaplarıma ek olarak romanlar, hikâyeler ve diğer kitaplar ile dolmuş oldu.”

Kitap tutkunuz ne zaman başladı ve ne şekilde gelişti?

1976 yılında, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de doğdum. Kendimi bildiğim andan itibaren hem evde hem de yaz tatillerimi geçirdiğim Gürcistan’ın Bağçalar köyünde kitaplarla çok yakındım. Evde, duvar boyu kitaplarla dolu bir kitaplığımız vardı. Yazın tatilimi geçirdiğim evin bir odası, aynı zamanda köyün kütüphanesiydi. Dayımın eşi kütüphaneciydi ve evin bir odası köy kütüphanesine ayrılmıştı. Çok sonraları ise kütüphane için bir vagon ayarlandı. Rahmetli dedem de tam bir kitap kurduydu. Bakü’de bizi ziyarete geldiğinde
ilk işi kitapçılara uğramak, oradan kendine ve bana kitaplar almaktı. Kitapları elde ettiğimiz bir odak daha vardı. Atık kâğıtları toplayarak karşılığında da kitap alıyorduk. Böylece bir kitaplık da alınan, hediye gelen, atık kâğıt karşılığı toplanan kitaplardan benim için oluşuyordu. Daha sonra Sovyetler Birliği’nin son dönemlerinde, sokak aralarında el altından satılan fanzinleri, gazeteleri almaya ve okumaya yöneldim. Bu gazetelerde, siyasi bilgilerin yanı sıra edebiyat, tarih gibi makalelere de yer veriliyordu. Böylece farklı konularda okuma alışkanlığımı pekiştirmiş oldum.

1993 yılında Türkiye’ye gelerek Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okumaya başladım. Tıp fakültesinin kendi eğitim yoğunluğu, edebi kitapları okumamı bir nebze engellemiş oldu. Günümüzde ise sosyal medya ve internet, kitaplara olan mesafemi zaman zaman artırabiliyor. Gerçekçi olmak gerekirse kitaplara olan gerçek tutkum, çocuklukta başladı ve en yoğun sürecini de o dönemlerde yaşadı.

KUYUCU KENDİNİ HİKÂYENİN İÇİNDE BULMALI

Ne tür kitaplar okumayı seviyorsunuz?

Kitaplar içinde romanlara üstünlük versem de kitap okumada genellikle bir sınırım yok. Kitapların sürükleyici olması, beni hayal dünyasına götürmesi, kendimi hikâyenin içinde bulmam, sonucunda beni şaşırtması, yeni bilgiler ediniyor olmam gibi yönler, okurken beni bir nebze daha cezbeder.

Mini kütüphane kurma fikri nasıl oluştu?

Çocukluk dönemlerimde kitaplarıma bağımlıydım hatta kitaplara ismimi yazmayı ve imza atmayı severdim. Kitapların paylaşabileceğini pek bilmiyordum. Tıp fakültesinde Dermatoloji Hocamız Prof. Dr. Özcan Aşçıoğlu aynı zamanda benim danışman hocamdı. Odasındaki kitapları okumam için bana ödünç olarak verirdi. TUS hazırlık kitapları alarak odasına koymuştu. TUS’a hazırlanırken de odasından kitapları alır, okur ve geri koyardım. Böylece kitapların paylaşılabileceği fikri bende oluştu.

KÜTÜPHANE HASTALARDAN DA YOĞUN İLGİ GÖRÜYOR

Kütüphanenizin kurulum süreçlerinden bahseder misiniz?

Bu proje, Atatürkçü Düşünce Derneği yetkilisinin hastanede bana kitap setlerinden birini satması ile başladı. O kitap setini aldıktan sonra hastane çalışanlarını çağırarak, istedikleri kitabı seçerek kendilerine almalarını istedim ve seti böylece dağıtmış oldum. Aynı yetkili bir süre sonra tekrar beni ziyaret etti, bu defa elinde farklı bir kitap seti vardı, o kitapları da aldım. Bu defa daha çok insan faydalanabilsin, diye küçük bir kütüphane kurmaya karar verdim. Evdeki kitaplarımdan destek sağladım, bir kısım kitapları ise kitapçılardan sipariş verdim. Böylece muayene odamdaki kitap rafları; tıp ve oftalmoloji kitaplarıma ek olarak romanlar, hikâyeler ve diğer kitaplar ile dolmuş oldu. Kitap okumak isteyenlerin gelip bu kitapları ödünç alabileceklerini hastanemizde duyurdum. Ayrıca hastalarıma da bu kitaplardan faydalanabileceklerini ilettim. Bu mini kütüphanenin kuruluş tarihi Ocak 2018’dir. O günden bugüne birçok hastane çalışanı ve bazı hastalarım, bu kitaplardan faydalandı ve faydalanmaya da devam ediyor.

Kütüphanenizde kitap alışverişi nasıl oluyor, kimleri kapsıyor?

Aslında bu mini kütüphanemiz, herkese açık. Genellikle hastane çalışanlarımız ve hastalarım bu kitaplardan istifade ediyor. Kitaplıkta bir defter duruyor. Kitapları ödünç almak isteyenler o deftere ismini, aldığı kitabı, tarihi yazıyor ve imzasını atıyor. Kitabı geri getirdiğinde ise defterde ismini karalıyor. Kitapların alınma ve geri getirilmesi ile ilgili bir kontrol mekanizması yok. İsteyen istediği kitabı alıyor, imzalıyor ve ne zaman bitirirse geri getiriyor. Elbette gelmeyen birçok kitap da oluyor ama benim için önemli olan kitapların okunması, insanlara kitap okuma alışkanlığının aşılanmasıdır.

Kütüphane uygulamanızla ilgili geri bildirimler alıyor musunuz, bahseder misiniz?

Kütüphaneyle ilgili geri bildirim alıyorum. “Bazen kitaplar geri gelmiyor.” dediğime bakmayın. Okumak için bir kitap alıp ilave kitaplarla dönen kişiler de oluyor. Mesela destek hizmetleri çalışanımız Sema Hanım okumak için aldığı bir kitabın karşılığında üç kitap ile geri döndü. Onun gibi birçok kütüphane kullanıcısından da benzer yaklaşımlar oldu. Sizler gibi bu fikri takdir edenler de çok.

EDEBİYATTAN BİLİME

Kütüphanenizde en sevdiğiniz kitaplarınız nelerdir, sevdiğiniz yanları nelerdir?

Şu an için hemen aklıma gelenleri sayacak olursak; Yuval Noah Harari kitapları; “Hayvanlardan Tanrılara Sapiens”, “Homo Deus-Yarının Kısa Bir Tarihi” ve “21. Yüzyıl İçin 21 Ders” bana yeni bilgiler kattı. Aklımdaki bazı tarihsel ve güncel sorulara cevap bulmuş oldum. George Orwell’in “Hayvan Çiftliği” bir nefeste okuduğum kitaplardan, eğlenceli bir anlatımı var. Körlüğü bir salgın olarak kurgulayan Jose Saramago’nun “Körlük” adlı eseri, mesleğimi ve içinde bulunduğumuz pandemiyi de işin içine katarak hayalimde bu kurgunun içinde kendimi bulmama ve farklı bir evrene gitmemi sağladı. Duygusal yanları ile beni etkileyen kitaplardan bazıları; Cengiz Aytmatov’dan “Beyaz Gemi” ve Khaled Hosseini’nin kaleme aldığı “Uçurtma Avcısı”dır. Bir romanı bilimsel teoremlerle harmanlayarak fizik, matematik ve teolojiden parçalarla keyifli bir sunum yapan Jose Rodrigues Dos Santos’un “Tanrı’nın Formülü” kitabı ise aklımda yer eden kitaplardan. Bilim kurgusuz olmuyor dediğimde akıcı üslubu ile Adam Fawer’in “Olasılıksız”ı var. Tabii ki hızlı okunan psikolojik bir roman olan Zülfü Livaneli’nin “Engereğin Gözü” de aklıma gelen kitaplardan yalnızca birkaçı.

İKİ KİTABIN YAZARI

Sizin de eserleriniz var, bu kitaplarınızdan bahseder misiniz?

İki kitabım da oftalmoloji alanına yönelik olarak hazırlandı. İlk kitap, 2010 basımı olan “Oküler Yüzey ve Kornea Atlası”dır. Yurt dışında fellowship programı çerçevesinde, kornea ve oküler yüzey departmanında yoğun şekilde kornea hastaları ile karşılaşıyordum. Onların arasından ilginç olanları biomikroskopide fotoğraflayarak arşivliyordum. İstanbul’a döndüğümde aynı şekilde çektiğim kornea, oküler yüzey fotoğraflarını arşivlemeye devam ettim. Bunun sonucunda, 5 binin üzerinde kornea fotoğrafımı değerlendirerek ve eksik olanları da meslektaşlarımdan temin ederek bir Kornea Atlası kitabı oluşturdum.
“Güncel ve Özet Oftalmoloji” ismini verdiğim ikinci kitabın ortaya çıkmasında ise doçentlik sınavına hazırlanırken yapmış olduğum çalışmalar önemli bir rol oynadı. Oftalmolojik mesajlar, dipnotlar, sorular, güncel çalışma özetlerini barındıran ve 16 oftalmoloji uzmanının katkısı ile hazırlanan ve editörlüğünü yaptığım ikinci kitap ise 2018 yılında basımdan çıktı.

EXPERMİO SOSYAL PAYLAŞIM PLATFORMU

Yeni projeleriniz var mı sırada?

Projesiz olmuyor. “Bilginin sosyal ağını oluşturmak mümkün mü?” düşüncesiyle oluşturduğumuz proje için çok yol katettik ve şu an, bu yönde tasarlanmış bir bilgi paylaşım sitesinin masaüstü şeklini hazırladık ve üç aya kadar mobil uygulama da tamamlanmış olacak. İsmi Expermio olan ve www.expermio. com bağlantısı ile girişi yapılan sitenin ismini, aslında bir Türkçe soru eki ekleyerek “exper” kelimesinden oluşturdum: Exper mi o? Expermio, uzman veya bilirkişi anlamını taşıyan eksper sözcüğünü pekiştirmek için
“mi o?” soru ekinin birleştirilmesiyle oluşturuldu. Expermio’nun anlamı için Google çeviriye baktığımda da, İtalyanca “benim uzmanım” ve Latince ise “deneyim” karşılıklarını buldum. Expermio belli bir alanda bilgi, birikimi veya uzmanlığı bulunan kişilerin, bilgilendirici makale, video ve görsel paylaşımlar yapabildiği bir sosyal paylaşım platformdur. Ayrıca gelecek güncellemelerde farklı ve ilgi çekici özellikler de eklemeyi düşünmekteyim.

KİTAP TUTKUSUNU BULAŞTIRIN!

Kitap tutkunlarına hayat görüşü olarak ya da tavsiye niteliğinde neler söylemek istersiniz?

Bu tutkuyu başkalarına da bulaştırın. Kitaplar, paylaşılabilen ve birden çok kişinin faydalanabileceği kaynaklardır. Bu sebeple paylaşın ve hediye edin.

Ophthalmology Life 34. Sayı, 2021